Bisiklete olan farkındalığın arttırılması amacıyla organize edilen Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, Bursa’da ikinci kez düzenlendi. Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen organizasyon Türkiye’deki 50 şehirde gerçekleşti. İlk kez 2013 yılında Sema Gür tarafından İzmir’de başlatılan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu etkinliği, yoğun ilgi gördü ve birçok şehre yayılarak bu yıl 50 merkeze ulaştı.
Bisiklete olan farkındalığın arttırılması amacıyla organize edilen Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, Bursa’da ikinci kez düzenlendi. Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen organizasyon Türkiye’deki 50 şehirde gerçekleşti. İlk kez 2013 yılında Sema Gür tarafından İzmir’de başlatılan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu etkinliği, yoğun ilgi gördü ve birçok şehre yayılarak bu yıl 50 merkeze ulaştı. Etkinlik herhangi bir kuruluş, kurum, parti, şirket tarafından düzenlenmiyor. Ayrıca kar amacı güdülmeyen ve hiçbir ücret alınmayan bir etkinlik. Gelin bu organizasyonun detaylarını, fikir annesi Sema Gür’den ve Bursa organizatörü Sümeyra Altan’dan öğrenelim.

Sümeyra ALTAN
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu
Merhaba öncelikle kendimi tanıtarak başlamalıyım sanırım. Ben Sema Gür. 1973 Bandırma doğumluyum. 1997 yılından beri Amerikan Koleji’nde tarih öğretmenliği yapıyorum. 4 yıllık bisikletli yaşamın içindeyim. SÜSLÜ KADINLAR BİSİKLET TURU, yılda bir yapılmasını planladığım bir bisiklet ve kadın etkinliğidir. Tur bir dikkat çekme eylemidir. Dünya “Otomobilsiz Kentler Günü”
22 Eylül tarihinde kutlanmaktadır. Bu güne dikkat çekmek için 2013 yılından beri her yıl pazar günü kadınlarla Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu yapıyoruz. Bu yıl Süslü Kadınlar Bisiklet Turu 50 şehirde aynı gün ve eş zamanlı olarak yapıldı.

Sema GÜR
Kendi yaşanmışlığımdan yola çıkarak bu tur fikrini ortaya attım. Ben yaklaşık 38 yaşımda bisiklete binmeyi öğrendim. İlk başladığım zamanlarda bana yardımcı olan yakın arkadaşlarım olmasaydı
cesaret edip de bisikletimle yollara çıkamazdım. Ben de İzmir kadınlarına cesaret vermek istedim. Çevremde 38 yaşımdan sonra nasıl cesaret edip de turlara gittiğimi, bu yaştan sonra nasıl uzun turlara gittiğimi soran çok kadın oldu. Çoğu insandan duyduğum ise, bisikletlerinin balkonda, bodrumda çürümüş olduğuydu… Beni cesaretlendiren arkadaşlarım vardı, o zaman evlerinden bisikletlerini çıkarıp kadınları yollara dökecek bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. Bisiklete binmeyi az bilen kadınlar da var olan turların erkek egemen tavrından yakınıyordu. Onları cesaretlendirecek bir hareket yapabileceğimi düşündüm.
Ben “KADIN SOKAĞA ÇIKARSA DÜNYA DEĞİŞİR” fikrindeyim. Kadın sokağa çıkar bisiklete binerse, çocuğu da biner. Onlar bisiklete binerse evin babası da biner… Başlangıçta derin bir
felsefe ile başlamadım aslında. Ufak bir dokunuş olur diye düşündüm. Süslü kelimesi aslında bir duruş. Türkiye’de kadın olmak çok zor. Çünkü açık ya da üstü kapalı, bir şekilde sizin
nasıl davranmanız, ne giymeniz gerektiğine toplumsal baskı karar veriyor. Süslü olmak aslında “Sana ne istediğim gibi bisiklete binerim” demek. Yani amacımız dikkat çekmek.
Bursa’da nasıl ortaya çıktı?
Ben Sümeyra Altan, Bursa Süslü Kadınlar Bisiklet Turu organizatörüyüm. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin danışmanlık merkezinde çocuklar ve ailelerle çalışmaktayım.
2011 yılında yurtdışına gönüllü görev yapmak için Güney Kore’ye gittiğim zaman bisikletle tanıştım. Çok sayıda kişinin günlük ulaşımında bisiklet kullanıyor olması beni şaşırtmıştı. O dönemler bisiklet benim için çocukluk döneminde bıraktığım bir oyuncaktı. Bu çocukluk arkadaşımı yetişkinlerle görmek beni de bisiklete başlattı. Şimdi bisiklet hayatımın önemli bir parçası olmuş durumda. Trafikten kaçmak ve güne daha zinde başlamak için işe bisikletle gidiyorum. İzmir’de Sema Hanım’ın rahatsız olduğu pek çok nokta aslında farkında olmadan beni ve Bursa’daki diğer hem cins bisikletli arkadaşlarımı da rahatsız ediyordu. Bisiklet kullanımının bile erkek egemenliği altında hapsolduğunu ancak Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu duyduktan sonra fark edebildim.
Bursa’da neden böyle güzel şeyler yok demek yerine Bursa’da turu organize etmek istediğimi söyledim. Ama en büyük endişem süslü bir kadın olmamamdı. Pek çok kişi gibi ben de turun süslü kadınlara yönelik olduğunu düşünüyordum. Ta ki turun bir diğer organizatörü olan Pınar Pinzuti “süslü” kelimesinin gerçek içeriğini benimle paylaşanakadar. Büyük bir coşkuyla turu Bursa’da organize etmeye başladım.
Organizasyon sürecinde Bursa’da her çaldığım kapı beni güler yüzle karşılayıp tur konusunda desteklerini sundular. Ancak geçen sene ilk turun hazırlıklarını yaparken sevdiğim ve saydığım erkek bisikletliler katılım sayısının 50’yi bile bulamayacağını söylerken, ilk sene 200’e yakın kadın bisikletli Bursa’da varlığını kanıtlamıştı.Belki de ilk tura dair en unutulmaz anlardan biri, hazırlık aşamasında bana “boşuna uğraşıyorsun” diyen erkek bisikletlilerin tur sonunda gelip beni tebrik etmesi olmuştu.
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu İkincisi Düzenlendi
Bursa’da Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu bu yıl ikinci kez yaptık. 24 Eylül akşamı 500’e yakın kadın, süslü bisikletleriyle Bursa’nın en işlek caddesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda toplandı. Pazar akşamı sokaklar taşıtlardan arındırılıp, biz bisikletli kadınlara bırakıldı. Turumuzda hızlanmıyoruz, yokuş çıkmıyoruz.
Sokakta şarkılar söyleyip, etrafta bize şaşkın şakın bakan kişilere “Arabadan in, bisiklete bin.” diyoruz. Çünkü bisiklet en çok kadına yakışıyor ve kadını en çok bisiklet özgürleştiriyor. O gün bize bu imkanı veren bisikletimizi çiçeklerle ve balonlarla süsleyip araç sürücülerinin ve toplumun dikkatini çekiyoruz.
Gündelik hayatta bisiklet sürmek için cesaret ya da motivasyon bulamayan pek çok kadın 24 Eylül’de birbirinden güç alıp tura katılmayı arzuluyor. Bu tur için 1 hafta öncesinde bisiklet sürmeyi öğrenen ya da haftalarca bu turu bekleyen çok kişi tanıyorum. Tur hazırlıkları esnasında en çok dikkatimi çeken şey, orta yaş ve üstü kadınların tura katılmayı çok istediklerini iletmeleri oldu.
Maalesef çoğu bisiklet sürmeyi bilmediklerini ilettiler. Onların çocukluk döneminde ya kız çocuğuna bisiklet alınmaz ya da erkek kardeşinden bisiklet onlara kalırdı. Bu sebeple de bisiklet, kadınların içinde kalan bir çocukluk arzusu olmaktadır.
SKBT turu ile aslında çocukluk hayallerini de gerçekleştiren kadınların kutlaması yapılıyor.
Bisiklet sadece spor amaçlı kullanılan bir araç değildir. Terlemeden, günlük giysilerimizle de bisiklet kullanmak mümkün. Hatta istersek topuklu ayakkabıyla ve/veya elbiseyle bisiklete binebiliriz. Yapılması zorunlu olan bisiklet yolları ancak bizler sokaklarda bisiklet sürersek yapılabilir. O yüzden daha güvenli bisiklet yolları için kadınları bisikletleriyle ulaşıma davet ediyorum. Çünkü SKBT’nin bana öğrettiği en önemli şey “Kadın sokağa çıkarsa, dünya değişir.”
YORUMLAR