KIRIK BARDAKTAN DEMİR KUPA YAPTIM KENDİME – “Bir Kadın Girişimci: Cansın Duman”

Ana SayfaİŞ HAYATI

KIRIK BARDAKTAN DEMİR KUPA YAPTIM KENDİME – “Bir Kadın Girişimci: Cansın Duman”

my-portfolio

İş hayatına adım attığı ilk günden bu yana farklı unvanları aynı anda taşıyan Duman; girişimci, danışman, iş hayatı koçu ve STK yöneticisi kimliklerini tek potada birleştirmeyi başardı.

İnternetten Para Kazanmanın: Kadınlar İçin 34 Güvenilir Yolu
Kadının Dijital Dünyada Yeri ve Önemi
Kadınların Dijital Dünyadaki Gücü: CodeOnline ile Geleceği Şekillendirmek

Kadın girişimciliği denildiğinde akla gelen en güçlü örneklerden biri şüphesiz Cansın Duman. İş hayatına adım attığı ilk günden bu yana farklı unvanları aynı anda taşıyan Duman; girişimci, danışman, iş hayatı koçu ve STK yöneticisi kimliklerini tek potada birleştirmeyi başardı. Onun yolculuğunu diğerlerinden ayıran nokta ise tüm bu rollerin merkezinde daima “insan ve gelişim” odaklı bir bakış açısı bulunmasıdır.

Kariyerine işe alım danışmanlığıyla başlayan Cansın Duman, kısa sürede sektöre yeni bir soluk getirdi. Ardından eğitim alanındaki girişimiyle, yalnızca yetenekleri keşfetmek değil; onları geliştirmek ve sürdürülebilir kılmak için projeler üretti. Yıllardır yürüttüğü koçluk ve danışmanlık faaliyetlerinde, bireylerin içsel yolculuklarına ışık tutarak, hem kariyerlerinde hem de yaşamlarında daha bilinçli kararlar almalarına katkı sundu.

Bugün ise yalnızca iş dünyasında değil, sosyal fayda alanında da güçlü bir rol üstlenen Cansın Duman, TÜYAFED Yazılımcılar Federasyonu’nda Genel Sekreter olarak binlerce gence dokunuyor. Gençlerin gelişimi, kadınların iş dünyasında güçlenmesi ve girişimcilikte sosyal etki yaratılması onun en büyük motivasyon kaynakları arasında.

Bu özel röportajda, Cansın Duman’ın girişimcilik yolculuğunu, kadınların iş hayatında karşılaştığı görünmez engelleri ve sosyal faydayı merkeze alan bakış açısını kendi ağzından dinleyeceksiniz. İlham verici hikâyesiyle her kadına, “Hayallerinizin sınırlarını kaldırın; kendi sınırlarınıza sahip çıkın.” mesajını taşıyor.

 Cansın Duman Röportajı;

 

  1. Farklı unvanları aynı anda taşıyorsun: girişimci, danışman, koç, STK yöneticisi… Tüm bu rollerin merkezinde seni hep ileri taşıyan, kırıldığında bile yeniden ayağa kaldıran motivasyon kaynağın ne oldu?

 

Aslında farklı gibi görünen tüm rollerin bir kesişim kümesi var: insan ve gelişim.

Yıllardır farklı sektörlerde, özellikle bilişim alanında işe alım süreçleri yürütüyor, kişilerin sadece kariyerlerinde değil, kendi içsel yolculuklarında da doğru yönü bulmalarına yardımcı oluyorum.

Benim için iş ve yaşam birbirinden ayrı iki alan değil; biz kimsek, işimiz de o kimliğin yansıması oluyor.

Adaylarla yaptığım her görüşmeyi sadece bir işe alım süreci olarak değil, bir farkındalık anı olarak gördüm.

Çünkü o masada, yalnızca bir pozisyon değil; bir yön, bir niyet, bir potansiyel belirleniyor.

Kariyer danışmanlığını bu yüzden süreçlerin içine harmanladım.

İnsanların kendi kararlarını daha bilinçli, engellerle çevrili olmayan bir noktadan verebilmeleri için alan açmaya çalıştım.

İlk girişimim işe alım danışmanlığı üzerineydi.

Kendi ekibimi kurdum, yönettim, sektöre davranışsal bir değişim getirmeyi hedefledim.

Zamanla bu yapının içine hibe ve teşvik süreçlerini dahil ettik ve etki alanımız genişledi.

Ardından ikinci girişimim olan eğitim alanına yöneldim — çünkü yeteneği kazanmak kadar, onu geliştirmek ve tutundurmak da bir sanattı.

Bu aşamada odağım tamamen “insan” oldu.

Kendini tanıyan, çevresine anlamlı etki yaratan liderler yetiştirmeyi hedefledim.

Bir iş hayatı koçu olarak eğitimlerime güçlü sorular, fasilitasyonlar ve etkileşimli alanlar dahil ettim.

Keyif alarak öğrenmenin, gelişimin doğasında var olduğunu gösterdim.

Şimdi geriye dönüp baktığımda, beni en çok besleyen alanın tam da burası olduğunu görüyorum.

 

Üç yıldır TÜYAFED Yazılımcılar Federasyonu’nda Genel Sekreter olarak görev yapıyorum.

İlk başladığımızda küçücük bir ekiptik, şimdi binlerce kişiye ulaşıyoruz.

Gençlerin gelişimi için gönüllü projeler yürütüyor, teknoloji ve insanı bir araya getiren bir dönüşüme katkı sunuyoruz.

Benim motivasyonumun kökü aynı: kırıldığım yerden solmak yerine yeniden çiçek açmayı seçmek.

Bazen rüzgar içimden esti, bazen dışarıdan; ama her defasında paylaştıkça yeniden kök saldım.

Çünkü anlam, paylaştıkça büyüyor.

 

  1. Girişimcilik senin için sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi. Bu yolculukta seni en çok ne dönüştürdü, girişimcilik senin gözünden nasıl bir anlam taşıyor?

 

Girişimcilik benim için bir kariyer değil, bir yaşam biçimi.

“Bir fikrim var.” dediğimde, aslında kendi içime doğru da bir yolculuk başlatmıştım.

O ilk adım konfor alanımdan çıkmak anlamına geliyordu ama içimde büyük bir cesaret taşıyordu.

Zamanla gördüm ki bir fikrin var olması yetmiyor; onu bir stratejiyle buluşturmak ve doğru paydaşlarla yürümek asıl mesele.

Çünkü girişimcilik yalnız yapılan bir iş değil, bazen birlikte koşulan, bazen durulan ama her zaman yeniden kalkılan bir yolculuk.

İlk yıllarda hayatımın her alanını girişimimle doldurdum.

Üretmeyi seven biri olarak, çalışmak benim için bir yaşam enerjisiydi.

Ama zamanla fark ettim ki bardak doldukça taşmaya başlıyor.

Bir noktadan sonra o bardak, beni zorlayan bir kenara dönüşebiliyor.

O süreçte en büyük farkındalığı yaşadım:

“Asla.” dediğim her şeye bir gün “Nasıl?” diye sormayı öğrendim.

Bazen bardağı ben kırdım, bazen kenarlarını törpüledim, bazen şeklini tamamen değiştirdim.

Anladım ki özgürlük, büyük adımlar atmakta değil; içsel bir sakinlikte saklı.

Girişimcilik benim için tam da bu: şekil değiştirmekten korkmamak, dönüşümün içinde kendini yeniden tanımlamak.

 

  1. Kadınların iş hayatında ve girişimcilikte karşılaştıkları en görünmez engeller sence neler? Sen bu engelleri nasıl aştın ya da dönüştürdün?

Bazen insanlar seni yaşına, görünüşüne, ses tonuna ya da duruşuna göre değerlendiriyor.

Ama ben hep şuna inandım: sözle değil, eylemle fark yaratılır.

Bu yüzden “önce görün, sonra konuşalım” dedim hep.

Yaptıklarımı, sonuçlarını, etkilerini… İşte o zaman hikâye kendiliğinden anlatılıyor zaten.

Toplumsal farkındalık ve gelişim olmadan bireysel başarı kalıcı olamıyor.

Ben bu yüzden hep görünmeyeni görünür kılmaya çalıştım.

Bir şeyi anlatmanın en etkili yolu onu yaşatmaktır; ben de sözcüklerle değil, çıktılarla konuşmayı tercih ettim.

 

  1. Sosyal fayda senin çalışmalarının merkezinde. Neden bu kadar önemli senin için, sosyal etkiyi girişimciliğin neresine koyuyorsun?

 

Benim için değerli olanı kendime saklamak, potansiyelimi sınırlamak demek.

Bu farkındalığı çok erken yaşta kazandım.

Birçok kurumun gönüllü mentorluk programında yer alıyor, özellikle kız öğrencilere koçluk yapıyorum.

Bilgi Atölyesi çatısı altında 12 ay süren “Gelişim Treni” programını hayata geçirdik; yeni mezun veya son sınıf gençlerle birlikte çalıştık.

Şu sıralar üzerinde çalıştığım “Z Kuşağının Sözünden” adlı kitabımda, Z kuşağından gençlerle yaptığım röportajlara yer veriyorum.

Amacım onların sesini duyurmak, iş dünyasına bir ayna tutmak, köprü olmak.

Sosyal fayda benim için bir “ek” değil; işin kalbi.

Çünkü bir şey üretmekten daha değerlisi, onu başkaları için anlamlı kılabilmek.

3 maymun yerine ben “Gördüm, duydum, biliyorum ve harekete geçiyorum.” diyorum.

Çünkü harekete geçmeyen her farkındalık, eksik kalıyor.

 

  1. Eğer bugün girişimcilik yolculuğuna yeni adım atan bir kadına tek bir cümle söyleme hakkın olsaydı, o ne olurdu?

 

“Hayallerinizin sınırlarını kaldırın; kendi sınırlarınıza sahip çıkın.”

Hayallerimiz, yaratıcılığımızın en derin kaynağı.

Çocukluğunuza dönün, ne yaparken en çok keyif alıyordunuz?

Hangi konuda çevrenizden “bunda iyisin” geri bildirimini duydunuz?

İşte orası sizin özünüz.

Ben hep “Hansel ve Gratel” hikayesini hatırlarım.

Onlar kırıntıları takip ederken yollarını kaybettiklerini sandılar ama aslında her bir kırıntı, kendi yollarını inşa ediyordu.

Ben de girişimcilik yolculuğumda bazen kaybolduğumu düşündüm ama geriye dönüp baktığımda gördüm ki yol hep oradaydı — sadece ben değişiyordum.

Kendi sınırlarınız, sizin değerlerinizdir.

O değerlerin olmadığı yere adım atmayın.

Herkes bir şey söyleyecek, dinleyin ama süzün.

Her şey olmasa da bir şey olur. Bir gün olur. Yeter ki inandığınız yerden vazgeçmeyin.

 

cansın duman kadın girişimci

CANSIN DUMAN – KURUCU & GELİŞİM DANIŞMANI & İŞ HAYATI KOÇU (ACC)

 

YORUMLAR

WORDPRESS: 0
DISQUS: